Bulunduğunuz Kategori: 2010

17
May

“Bu ayı çok ballı.” - Ayı Yogi 2010

Birazda animasyonlardan yazalım dedim ve son dönemde en gözde animasyon olan Yogi Bear, Türkçe adıyla Ayı Yogi’yi kaleme alıyorum.

Normalde hepimizin çocukluğunun unutulmaz karakterlerinden biridir Yogi. Haylaz, şapşal, piknik sepeti düşmanı, yeşil şapkalı, kravat kullanan bir ayıydı. Birde onun aksine akıllı, zeki ufak tefek dostu Bobo…

Warner Bros stüdyoları geçmiş ilgiyi geçte olsa fark etmiş olacaklar ki, Yogi’ye bir animasyon tarzında film çekmeye karar vermişler. Aslında çekim tarzı olarak Looney Tunes’in film versiyonuna benziyor. Aynı tarzda bir animasyon yapımı.Konu olarak ise çizgi filminden farkı yok. Birebir aynısı. Yogi, Jellystone Park’ın da piknik sepetlerini gizlice çalmaya çalışırken asıl sorun kapıda belirir.

17
May

New York’ta Beş Minare

Şarkıcılık koltuğundan yönetmenlik koltuğuna geçen Mahsun Kırmızıgül, gişedeki kariyerini adım adım yükselten bir isim. Beyaz Melek ve Güneşi Gördüm ile halkın beğenisini kazanmasının yanında, Güneşi Gördüm ile Oscar yolunda bir adım atmayı da ihmal etmedi. Her filminde toplumsal konuları irdeleyen Mahsun, son filmi New York’ta Beş Minare’de de yine gündemde olan din ve siyaset kavramlarını farklı kimlikler üzerinden işliyor.

Filmde kırmızı bültenle aranan dinci örgüt lideri Deccal’in ABD’de yakalanması ile başlayan yapım, Türkiye’den oraya 2 polisin gönderilmesi ile devam ediyor. Tüm örgütün eylemlerinin Deccal’e ait olduğunun düşünülmesi ABD polisi ve Türk polisinide bazı noktalarda birbirine düşürüyor.

Mahsun Kırmızıgül diğer filmlerinde olduğu gibi bu filmde de sadece kamera arkasında oturmakla kalmıyor, başrolde de yer alıyor. Bu sefer ona eşlik eden isim sinemaya adım atan yeni bir yüz, Mustafa Sandal.

14
May

Kartal - The Eagle

Savaş filmleri dediğimizde, hele ki konu olarak antik roma, mısır, Sezar gibi öğeleri içinde barından bir yapımla karşı karşıyaysak akla gelen bazı öğeler vardır. Kılıç, kalkan, o uçları olmayan terlik benzeri ayakkabılar, miğferler, ihanetler, aldatmacalar vs vs…
Sinema seyircisi bu tür yapımlarla sık sık karşı karşıya kalmıştır. Bunlardan akıllarda kalanlar Russell Crown’un Oscar sahibi yapımı Gladyatör, Brad Pitt’in başrolünde yer aldığı Truva, Colin Farrell’in unutulmaz karakteri canlandırdığı Büyük İskender, 300 Spartalı,Titanların Savaşı gibi…

11
May

“Küçük beyaz yalanlarımız..”

Küçük Beyaz Yalanlar (Les Petits Mouchoirs) Sinema dünyası sanırım yeni bir yönetmene kucak açıyor. Beyaz perdenin başarılı yapımı olan “Cesaretin Var mı Aşka” dan tanıdığımız Guillaume Canet, yönetmenlik koltuğunda başarılı olacağa benziyor. Üçüncü filmi olan Les Petits Mouchoirs/ Küçük Beyaz Yalanlar ile bu yöndeki başarısını gözler önüne seriyor.

Film birbirine yakın olan arkadaşlardan oluşan bir grubun, aralarından birin trafik kazası geçirdiğinin haberini almasıyla başlıyor. Son anda gelen bu haberle şaşıran grup, yaz tatili planlarını ertelemeyip, arkadaşlarının yanında olmak yerine tatile çıkmayı tercih ediyor.

Filmin yönetmeni kadar oyuncularıda göz doldurur cinsten. Baş rollerinde Fransız sinemasının usta isimlerinden Marion Cotillard, Benoît Magimel,François Cluzet gibi oyuncular yer alıyor.

© Copyright 2010-2014 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress