Bulunduğunuz Kategori: Dram

29
Haz

“Ünlü ve meşhur olmak, düşünce tarzını değiştirmez. Sanatını kötüleştirmez. Bunu ancak sen yapabilirsin.” - Danny Collins

Gene filmlerle aramızda baya bir mesafe açılmışken “Dur bugün bir film izleyeyim, ama ne?” sorusunu kendime yöneltmemle Danny Collins filminle karşılaşmam bir oldu. E Al Pacino’da oyuncu kadrosunda yer alıyorsa bize düşen şey, sorgusuz sualsiz o filmi izlemektir. Oynuyorsa vardır bir bildiği.. :)

Danny Collins, henüz müzik piyasasına yeni atıldığı dönemde geleceğin yıldızı olacağından habersiz :) bir şekilde röportaj verir. Bu röportaj esnasında sıkça John Lennon hayranlığı ön plana çıkar. Başarılı bir şekilde zirveye doğru tırmanır, paranın ve şöhretin yanında getirdiği şeylerden biri de alkol ve uyuşturucu olsa gerek sanırım. Yaşının ilerlemesi asla onu bu hızlı yaşam biçiminden alıkoymamıştır. Fakat doğum gününde alacağı bir hediye ile tüm hayatını değiştirecektir. Hayranı olduğunuz hatta idol olarak gördüğünüz bir kişinin size mektup yazdığını söyleseler? Muhtemelen “he he” der geçeriz üzerinde bile durmayız. :) Collins’in vermiş olduğu ilk röportajda söylediği bazı şeyler John Lennon’un dikkatini çekmiş ve daha yolun başında olan genç bir sanatçıya bir mektup yazar ve gönderir. Bu mektup sahibine 40 yıl sonra bir doğum gününde hediye olarak ulaşır.

28
Nis

“Özgürlüğümüzü kazandık ama insanlığımızı kaybettik.” - Lage Raho Munna Bhai

İki ay üzerine tekrardan merhaba. :)) Ne kadar çok film izlesemde birçoğu taslaklarda yarım kaldı tamamlayamadım. Diğer sinema blogları nasıl bu kadar güncel kalabiliyorlar.. İmrenmemek elde değil. :) İki ay üzerine bir Hint filmi ile tekrar geri dönüş yapalım. Bu Hint sineması komediyi gerçekten çok çok iyi yapıyorlar. Komediyi işlerken, mesajlarını da çok güzel ele alıyor ve izleyiciye aktarabiliyor. Her neyse dönelim bu güzide filmimize biz..

Bir çete lideri her gün hiç kaçırmadan bir radyo programını dinler ve sizde bilirsiniz ki radyocuların ses tonları çok güzeldir. Bugüne kadar hiç görmediği radyocuya aşık olur ve bir yarışma düzenlenir radyo üzerinden. Kazanan kişi Jhanvi ile tanışma fırsatı elde edecektir. Tabii bu fırsatı Munna kaçırmaz ve tüm imkanlarını kullanarak yarışmayı kazanır. Fakat söylediği yalanlar onu bambaşka bir yöne doğru çekecektir.

11
Şub

“Sadece suçlu insanlar kürsüye çıkmayı reddeder.” - The Judge

Baba-oğul ilişkisini ele alan, çeşitli sebeplerden yaşadığı şehri terk edip bir daha geri dönmeyen ailenin en başarısız (ki ilerleyen dönemlerde en iyi yerlere gelen) en haylaz çocuklarını ele alan birçok film yapılmıştır bugüne kadar. Hepsinin ortak bir özelliği aslında koşarak uzaklaştıkları o büyüdüğü mahalleye tekrar geri dönmesi olsa gerek. :) İçerisinde birçok klişe barındırıyor olmasına rağmen izlerken filmden de kopmamamızı sağlıyor bir şekilde. Her neyse birazcıkta filmin konusuna değinelim en iyisi. :)

Hank Palmer, kendince haklı sebeplerden ötürü erken yaşta ailesinin yanından ayrılıp kendisine yeni bir hayat çizmiş, dürüstlükten (doğru bir ifade mi oldu bilemiyorum ama filmi izleyince söylemek istediğimi anlayacaksınızdır.) ziyade parayı seçen bir avukattır. Geçmişine dair bağlantıda kaldığı yalnızca annesidir ve onun ölümüyle de tekrardan geri dönmek zorundadır.

31
Ara

“Farklı hayatlar, ortak kader, tek öykü..” - Yağmur: Kıyamet Çiçeği

Filmin fragmanı çıktığından beri merakla bekliyordum. Ki Karadeniz yöresinde yaşıyorsanız daha fazla heyecanlandırmıştır eminim. :) Fragmanlarda hep Kazım Koyuncu’yu ön planda tuttuklarından dolayı belgesel tarzı bir filmi bekliyorsunuz fakat izledikten sonra ne yazık ki Kazım Koyuncu’yu çok geri planda bıraktıklarını da göreceksiniz. Şahsen ben Kazım Koyuncu’nun konserlerini, onun Trabzonspor’a olan sevdasına dair daha fazla yer verilmesini beklerdim. Hatta bildiğin yalnızca Kazım Koyuncu’yu konu edinen bir film. Bunun ilk girişimi atıldı ve umarım belgesel tadında yeni bir yapım daha seyrederiz. Bu filmde göremediğimiz konuları ele alan bir belgesel fena olmazdı hani..

Neyse filmimize dönelim biz en iyisi.. :)) Yağmur: Kıyamet çocuğu, 3 karakterin hayatına odaklanıyor. Kazım Koyuncu ile başlıyoruz, Trabzonspor’un şampiyon olacağına gönülden inanan Deli Ahmet’in hikayesi ile sonlandırıyoruz filmi.

10
Kas

KISA KISA: HAFTANIN VİZYON FİLMLERİ

1) DENİZ SEVİYESİ

İlk kez 33. İstanbul Film Festivali’nin ulusal yarışma bölümünde izleyici karşısına çıkan ve Altın Koza film festivali’nde “En İyi Yönetmen”, “En İyi Kadın Oyuncu”, “En İyi Erkek Oyuncu”, “En İyi Müzik”, “En İyi Görüntü Yönetmeni”, “En İyi Kurgu ödüllerini toplayarak büyük ses getiren Deniz Seviyesi Başka Sinema kapsamında vizyonda izleyiciyle buluştu.

© Copyright 2010-2015 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress