Bulunduğunuz Kategori: Komedi

28
Nis

“Özgürlüğümüzü kazandık ama insanlığımızı kaybettik.” - Lage Raho Munna Bhai

İki ay üzerine tekrardan merhaba. :)) Ne kadar çok film izlesemde birçoğu taslaklarda yarım kaldı tamamlayamadım. Diğer sinema blogları nasıl bu kadar güncel kalabiliyorlar.. İmrenmemek elde değil. :) İki ay üzerine bir Hint filmi ile tekrar geri dönüş yapalım. Bu Hint sineması komediyi gerçekten çok çok iyi yapıyorlar. Komediyi işlerken, mesajlarını da çok güzel ele alıyor ve izleyiciye aktarabiliyor. Her neyse dönelim bu güzide filmimize biz..

Bir çete lideri her gün hiç kaçırmadan bir radyo programını dinler ve sizde bilirsiniz ki radyocuların ses tonları çok güzeldir. Bugüne kadar hiç görmediği radyocuya aşık olur ve bir yarışma düzenlenir radyo üzerinden. Kazanan kişi Jhanvi ile tanışma fırsatı elde edecektir. Tabii bu fırsatı Munna kaçırmaz ve tüm imkanlarını kullanarak yarışmayı kazanır. Fakat söylediği yalanlar onu bambaşka bir yöne doğru çekecektir.

13
Kas

”Jacky, sebzelere fısıldayan adamdır..” - Le Chef

Uzun zamandır yazmak istediğim fakat devamlı unuttuğum bir filmdi. Bugün siteye bakarken taslaklarda başlığı görünce devamını getireyim istedim. :) Bu yıl adından çokça bahsedilen Chef filmini seyrettikten sonra bir anda bu filmde buldum kendimi. (Chef filmini de yazacağım inşallah bir ara.. :)) Jean Reno, izlediğim her fransız filminde bir şekilde gözlerimin aradığı o güzel insan bu filmde yer almasa hiç şüphesiz izlenecekler listesinde kaybolup gidecekti bu film de.. -tıpkı diğer filmler gibi..-

Jacky Bonnot, yemek yapmayı seven ve bu konuda uzmanlaşmak istese de işe girdiği yer yerden çok kısa bir süre içerisinde kovulma başarısını göstermiş kişidir. :)) En sonunda kız arkadaşının kendisine bulduğu boyacılık işinde çalışmaya başlamaktan başka çaresi yoktur ve mutfak sevdasından vazgeçip bu işte tutunmak zorundadır.

4
Eki

“Bir çocuğun ruhu, ruhların içinde en safıdır.” -The Butcher Boy (1997)

Sorunlu bir ailede büyüyen Francis Brady’nin hikayesi The Butcher Boy. İrlanda yapımı bir roman uyarlaması.

Francis’in alkolik, geçmişine fazlasıyla takıntılı bir babası ve psikolojik olarak rahatsız bir annesi vardır. Ev fazlasıyla huzursuz bir ortamdır Francis’in büyümesi için. Annesi ve babası sürekli kavga eder. Annesi ise( Francis’in tabiriyle) sık sık bozulur, tahtaları gevşer. Evin bu huzursuz ortamına rağmen Francis, en yakın arkadaşı Joe ile eğlenmekten hiç geri durmaz. Joe’yla birlikte Bayan Nugent’in elmalarını çalmalarıyla başlar her şey. En azıdan Francis olayların başlangıcına bunu koyar. Bayan Nugent, Francis’in annesiyle sokakta tartışır ve durdurulamayacak bir olaylar silsilesi başlar.

9
Tem

“Doğmakla meşgul olmayan, ölmekle meşguldür.” - Bir Çeşit Komik Hikaye

Uzun zaman olmuştu Zach Galifianakis’in filmlerinden birini izlemeyeli. Nedendir bilinmez ama bir türlü ısınamadım kendisine biraz itici geliyor fakat bu düşüncemi bu filmle birlikte tamamen yıktı ve en kısa zamanda tüm filmlerini izleme hissiyat doğurdu. :) Komedi türünde görmeye alışık olduğumuz Zach aslında her daldan çalabilecek birisiymiş meğerse.. :)

Craig, okul yüzünden baya bir stress yapmış ve zaman zaman intiharı dahi düşünmüştür. Ailesinin tüm çabalarına (kime göre?) rağmen başarılı olmamışlar ve en sonunda Craig hastaneye gidip bir doktordan yardım almayı düşünür. Bir anda kendini hastanenin psikiyatr bölümünde bulur. Çocuk bölümü tadilatta olduğu için yetişkinlerle aynı bölümde kalır ve burada ağır hastalarda bulunmakta. Böyle bir ortam kendisine ne denli yarayacaktır?

19
Haz

“Yabancılar Kuzey’e gelince iki kere ağlar. Biri gelirken, diğeri ise giderken..” - Bienvenue chez les Ch’tis

Son zamanlarda izlediğim ve komedinin hakkını veren nadir filmlerden biri olsa gerek. Fakat komedi filmlerinin en büyük sıkıntısı sanırım izleyici kendinden bir şeyler bulmaya çalışması olsa gerek ki bu da genelde filmden keyif almamaya neden oluyor. Aslında akışına bıraksak, beklentiye girmeden izlesekk izlenilen filmden bir hayli keyif almakta mümkün. :)) Şunu da dipnot olarak eklemekte yarar var, film Fransa’da en çok izlenenler listesinde ilk sırada yer alıyor. O yüzden bir şans vermek gerek sanki.. Postane müdürü olan Abrams, eşinin daha mutlu bir hayat yaşaması için onun istediği yere Kuzey’e tayin olabilmek için kırk takla atıyor desek yalan olmaz.. :)) Engelli kadrosundan yararlanmak için engelli rolü yaparak (!) Kuzey’e tayinini çıkarır. Fakat yalancının mumu yatsıya kadar yanar hesabı çok geçmeden durum ortaya çıkar ve bunun sonucunda Güney’e sürülür..

© Copyright 2010-2016 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress