Bulunduğunuz Kategori: Biyografi

5
Ağu

“Tabiat zalim olabilir ama biz öyle olmak zorunda değiliz.” - Temple Grandin

Uzun zamandır izleme listemde yer alan ama devamlı ertelediğim filmlerden bir tanesiydi Temple Grandin.. Sahi neden izleme listemizde yer alan filmlerin yerini hep yeni filmler alıyor da bu tarz kaliteli yapımları çok geç fark ediyoruz? Bundan böyle izlenecek olarak işaretlendiğinde o film aynı gün izlenecek. Yoksa böyle yıllar sonra izleyipte “Niye bu kadar erteledim ben bunu?” sorusunu kendimize sormayı da bırakacağız. :)

Son zamanlarda biyografi filmlerine merak sardım ve ne bulsam izliyorum. Sahi bu türde film önerileriniz varsa eğer yorum olarak önerirseniz sevinirim.. Neyse neyse filmimize dönelim artık. :) Temple Grandin, 4 yaşında otistik teşhisi koyulmuş ve doktorların tek önerdiği şey hastaneye yatırılması. Nasıl bir aile bu kadar çabuk vazgeçer ki? Ya da onların vazgeçmediği konuda bizler ne kadar çabuk vazgeçebiliyoruz?

12
Nis

Colin Clark gözünden Marilyn Monroe.. - Marilyn ile Bir Hafta

Simon Curtis’in yönetmen koltuğunda olduğu ‘Marilyn ile Bir Hafta’ filmi; bu kırılgan ve naif kadının görkemli hayatı hakkında fikir yürütebilmemiz için bizi onunla bir hafta geçirmeye götürüyor.

Gerçek adı Norma Jeane Mortenson olan Marilyn Monroe, kısa ve şatafatlı hayatında gelmiş geçmiş en önemli kadın model/oyuncu ve moda ikonu olmayı başarıyor lakin diğer yandan kendi bile anlayamadığı bu karmaşıklıkta çoğu kez de yitip gidiyor.

Sir Laurance Olivier ile başrolünü paylaştığı’ Prince and the Showgirl’ adlı filmin çekimleri esnasında geçen bir haftayı; bu çekimler sırasında 3. asistan yönetmenlik yapan Colin Clark’ın sonradan kitaba dönüşmüş anılarından izliyoruz.

21
Oca

“Her devrim bir şarkıya ihtiyaç duyar.” - Searching for Sugar Man

Geçen gün ne izlesem diye twitter’da dolaşırken filmin afişiyle karşılaşmam ile dikkatimi çekmesi bir oldu. Filmle ilgili okuduğum tek yorum en iyi belgesel ödül almış olmasıydı ve bu tarzda filmleri sevdiğim için vakit kaybetmeden filmi izlemeye koyuldum.

Film bittikten sonra ise “vay be.. ne insanlar varmış.” dedirtti doğrusu. :) Rodriguez, birçok gece kulüplerinde sahneye almış ve kendisini keşfeden yapımcılar sayesinde 2 albüm çıkarmış fakat çok yetenekli bir sanatçı olmasına rağmen maalesef bu sektörde başarılı olamamıştır. Hatta kendi ülkesinde ismini duyan ve plaklarını satın alan çok az kişi vardır. Tuhaftır, kendi ülkesinde başarısız olan bir insanın başka bir ülkede bir anda parlaması ve kendisinin de bundan haberi olmaması…

6
Oca

”Dolar ne siyahtır, ne beyaz… Dolar yeşildir.” 42

Gerçek bir hayat hikayesi: 42

Çoğu sinemaseverin aslında senaryoları ile tanıdığı – ki aralarında bir numara olan Gizemli Nehir’dir bana göre- Brian Helgeland’ın 2013 yapımı son yönetmenlik denemesi ‘42’, hedefine ‘ırkçılık’ kavramını alıyor. Büyük Amerikan Ligi’nde oynayan ilk siyahi oyuncu Jackie Robinson’un hayatını anlatan film, biyografi kategorisinde de kendine yev bulsa da maalesef bu açıdan Robinson’un hayatını yeterince geniş bir yelpazede anlatmaması açısından sığ kalıyor.

6
Oca

“Ben hayatta kalmak istemiyorum. Ben yaşamak istiyorum..” - 12 Years A Slave

Her yıl köleliği ve ırkçılığı gözler önüne seren filmleri seyretmeye alıştık artık. Özellikle son yıllarda bu konuları ele alan yapımlar epey artmaya başladı. Hunger ve Shame filmleri ile ismini duyuran yönetmen Steve McQueen bu kez Solomon Northup tarafından 1853 yılında yazılan kitabın, beyazperdeye uyarlanmasıyla karşımızda.

Ailesiyle birlikte Washington’da yaşayan Solomon Northup, oldukça yetenekli ve çevresinde saygı duyulan bir adamdır. Fakat bir gün iş teklifiyle gelen iki kişiye inanarak onlarla bir yolculuğa çıkmış ve sonucunda ise özgürlüğü elinde olmasına rağmen köle olarak satılmıştır. Özgürlüğünü kazanmak için çok fazla mücadele eden ve sonunda ailesiyle mutlu bir yaşam sürerken bir gecede her şeyin alt üst olmasını kabullenmek zorundadır.

© Copyright 2010-2016 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress