Bulunduğunuz Kategori: Aksiyon
“Ölümden kaçış yok..”
Severek izlediğim nadir filmler arasında yer alan Son Durak, serinin 5. filmi ile 2011 yılında bizlerle olacak. 3 boyut teknolojisi ile yapılacak filmde yine her zaman ki gibi aksiyon dolu anlar bizleri bekliyor. Oyuncu kadrosu ve mükemmel senaryosu ile her an ne olacağının kestirilemediği filmler arasında yer alan Final Destination, tüm dünya ülkeleri ile birlikte Türkiye’de de yayına girecek.
Asma Köprü Kopuyor !
Birbirinden değişik kurgular ile hazırlanan filmin 3D olarak hazırlanması gerçekcilik oranını bir kat daha arttıracak ve ilgi çekici kılacak. Son Durak 5 izlemeniz gereken filmler arasında kesinlikle yer almalı. Filmin bu serisinde gelecekten kesintiler gören kahramanımız asma köprünün koptuğunu görecek, ancak ölümden kaçışın imkansız olduğu bir kez daha tekrarlanacak.
Kimilerine Göre Basit Ölümler, Kimilerine Göre Kader
Son Durak 5 Filminde yaşananlar kimi insanlara ve film eleştirmenlerine göre basit ölümleri anlattığı kimi insanlara ve sinema seven yorumculara göre ise kaderden kesintiler sunduğu savunulmaktadır.
“Neden bütün iyi alettler deception’lar da?”
İlk olarak oyuncak haliyle karşımıza çıktılar, daha sonra çizgi filmleri ile büyük hayran kitlesi yakaladılar. Kimlerden bahsettiğimi biliyorsunuz. Transformers’lar…
Tüm bu çeşitliliğin içine Michael Bay birde sinema projesini kattığında çoğu kişi heyecana kapılmıştı. Yılların fenomen çizgi filmi Transformers beyaz perdede boy gösterecekti. Tüm bu bekleyişin ardından Michael Bay zor olanı başardı ve Autobot’lar ile Decepticon’ların savaşını seyirciyle buluşturdu. İlk filmin gişe hasılatı ve bekleneni vermesi ikinci filminde kapısını açmış oldu. 2009 yılında sinemaseverler ile buluşan Transformer: Yenilenlerin İntikamı, gişede hatrı sayılır bir hasılat elde ederek ilk filmin üstüne çıkmayı başardı. Artık Transformers serisinin beyazperdeye ait bir kuşkusu kalmamış oldu ve serinin devam filminin çekileceği duyuruldu. Şimdi ise sinemaya geri dönen seri, Transformers: Ayın Karanlık Yüzü ile devam ediyor. Bu devam filminde Amerika’nın o meşhur Ay’a insan gönderme projesinin arkasında yatan nedenleri öğrenmiş olacağız.
Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde
Karayip Korsanları serisini seyircinin vazgeçilmezi haline getiren 2 unsur var. Bunlardan biri Johnny Depp’in Sparrow karakteriyle büyük başarı elde etmesi, bir diğeri ise alışıldık korsan filmlerinin aksine daha keyifli ve eğlenceli bir düzenin işlenip seyirciye sunulması. Hal böyle olunca yapımcılarda uslu durmayıp seriyi uzatma kararı alıyor.
İlk 3 film ile büyük beğeni toplayan seri, 4. Filmle geçen günlerde karşımızda yer aldı. Aslında sinemaya gitmeden önce herkesin aklında şu 3 soru yer alıyordu. Penelope Cruz rolüne uymuş mu ? Yeni oyuncularla filmin tadı bozulmuş mu? Johnny Depp eski partnerleri olmadan Sparrow’a nasıl bir tat getirmiş olabilir? Aslında tüm bu soruların cevabını filmi izleyince fazlasıyla alıyoruz.
Öncelikle Keira Knightley ve Orlando Bloom’un seriden çıkması izlediğiniz dakikalar boyunca unu hissedebiliyorsunuz. Gözleriniz ne kadar onları arasa da bu sadece alışkanlıktan dolayı olmuyor.
Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu
Senarist Ted Elliott ve Terry Rossio Karayip Korsanları’na devam filmi katmak yerine 2 filmlik bir mini seri katmayı düşünmüşlerdi. Bunun ilk adımını da Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı ile attılar. 2. Filmde karşımıza çıkan yeni karakter Davey Jones bu filmde de başrolde yerini koruyor.
Davey Jones’un kalbini bulup uçan Hollandalı ve tayfasına hükmetme arzusu peşinde koşturan Kaptanımız Sparrow, Jones’un dev ahtapotuna yem olmuştu. Bu devam filminde ise olaylardan pişman olan Ellizabeth ve babasını uçan Hollandalıdan kurtarmak isteyen Will Turner , Sparrow’u kurtarmanın tek çaresi olarak eski dostu Tia Dalma’ya giderler. Artık tek umutları yeni bir kaptanla denize çıkmaktır. Tabi ki bu kaptanda alışık olduğumuz biri, Kaptan Barbossa’nın ta kendisidir.
“Tuzak”
Tuzak - Piyanist ile başarısına başarı katan Adrian Brody, filmde tek başına Naziler’den korunmaya çalışıyor, yaşam mücadelesi veriyordu. Tek başına sergilediği bu performansla seyirciyi sıkmadan filmin içine çekmeyi başarmıştı. Yıllar sonra yine Piyanist’te olduğu gibi tek başına bir yapımda yer almaya kalkışmış. Film ormanlık bir alanda kaza geçirmiş aracın içinde gözlerini açan bir adamın hayatta kalma mücadelisini konu alıyor. Kim olduğunu, arabada ne aradığını ve kazayı nasıl geçirdiğii hatırlamayan adam, ilk önce arabadan kurtuluyor ardından da vahşi doğada yaralı bacağıyla yaşam mücadelesi vermeye çalışıyor.
Seyirci Adrian Brody’nin hayatta kalma mücadelesine odaklanırken, bir yandanda arada verilen ipuçlarının yardımıyla kazanın nasıl gerçekleştiğini,adamın kim olduğunu ve orada ne aradığı gibi sorulara cevap bulunmasını sağlıyor.