İlk olarak oyuncak haliyle karşımıza çıktılar, daha sonra çizgi filmleri ile büyük hayran kitlesi yakaladılar. Kimlerden bahsettiğimi biliyorsunuz. Transformers’lar…
Tüm bu çeşitliliğin içine Michael Bay birde sinema projesini kattığında çoğu kişi heyecana kapılmıştı. Yılların fenomen çizgi filmi Transformers beyaz perdede boy gösterecekti. Tüm bu bekleyişin ardından Michael Bay zor olanı başardı ve Autobot’lar ile Decepticon’ların savaşını seyirciyle buluşturdu. İlk filmin gişe hasılatı ve bekleneni vermesi ikinci filminde kapısını açmış oldu. 2009 yılında sinemaseverler ile buluşan Transformer: Yenilenlerin İntikamı, gişede hatrı sayılır bir hasılat elde ederek ilk filmin üstüne çıkmayı başardı. Artık Transformers serisinin beyazperdeye ait bir kuşkusu kalmamış oldu ve serinin devam filminin çekileceği duyuruldu. Şimdi ise sinemaya geri dönen seri, Transformers: Ayın Karanlık Yüzü ile devam ediyor. Bu devam filminde Amerika’nın o meşhur Ay’a insan gönderme projesinin arkasında yatan nedenleri öğrenmiş olacağız.
Filmin Konusu Kısaca:
“Yıllar önce Autubot’lar ve Decepticon’lar arasında ki savaş devam ederken Autobotlar’ın lideri Sentinel Prime kendini kendini savaştan kurtarır ve Ay’a çarpar. 1961 de yaşanan bu olayı farkeden NASA, Ay’a insan gönderme projesini devreye sokar ve 1969’da Kennedy’nin o meşhur Ay’a yolculuk konuşması yaşanır. 1969’da NASA Ay’a ulaşıp Amstrong’un ilk adımı atmasının ardında ki amaç Ay’a çarpan cismi incelemektir. Amstrong’un Ay’ın karanlık yüzüne geçip bağlantısının kesildiği yalanının nedenide böylelikle anlaşılmış olur. Yıllar sonra Autobot’ların Cybetron’dan fırlatılan Sentinel Prime’ı Decepticon’lardan önce bulmak isteyişi bir takım olaylarıda beraberinde getirir. Yetişkinliğe adım atan Sam Witwicky ise sevgilisi Mikaela’dan ayrılışının acısını yaşamaktadır.”
Şimdi film hakkında ki düşüncelerime gelelim.
Öncelikle herkesin merak ettiği gibi Megan Fox’un yerine gelen Rosie Huntington Whiteley’in nasıl bir performans sergileyeceğiydi. Açıkçası Megan’a göre Rosie sönük kaldı. Megan’lı Transformers’ta Sam kadar asi bir kız arkadaş izliyorduk. Bu sefer ise biraz daha pasif, bakımlı, çıt kırıldım bir kız formatı izliyoruz. Bu da haliyle alışmanızı zorluyor. Kısacası Megan’ı sevmesemde bu seride olması gerektiğini düşünüyorum.
Film süre bakımından 2 saat 15 dk dense de sinemada izleyenler için pek öyle olmuyor. Film öncesi 15-20 dk lık fragman evresi ve 15 dk lık film arası derken tam tamına 3 saatlik bir sinema keyfi yaşıyorsunuz. Bu size biraz uzun gelebilir.
Filme yeni katılan oyuncuları ise es geçmek mümkün değil. Öncelikle Sam’in patronu rolünde izlediğimiz John Malkovich o esprili yanını konuşturuyor. Pek çok yapımda sert karakterlerde izlediğimiz Malkovich’i böyle eğlenceli karakterde izlemek eminim herkese zevk verecektir. Chuck dizisini izleyenler de filmin bazı noktalarında yok artık diyecektir. Çünkü diziye ait oyuncularda filmde yer alıyor. (Hemde en sevilen karakterler). Fransız sinemasının yıldızları ise filmin yan rollerinde karşınıza çıkıyor. Açıkçası ben bunları gördüğümde “oh be hele şükür kıymetleri anlaşılmış” dedim. Vee asıl büyük sürpriz ise Hangover’da Chen rolünde izlediğimiz Ken Jeong. Ken’i yine eğlenceli bir o kadarda çılgın karakteriyle izliyoruz. Sam’in tatlı belası olan Ken, Hangover’da ki halinden hiçbir taviz vermemiş görünüyor.
Neden izlenmeli sorusuna ise şu yanıtı verebiliriz:
Transformers hayranıysanız ve eğlenceli bir okadarda sizi ayakta tutacak savaş sahnelerine sahip film istiyorsanız izlemelisiniz.
Yazan: Sinan Çalık
Filmin Fragmanı;
Bu gün sinemada izledim ve şimdi de film hakkındaki yazınızı okudum.
Mgean Fox hakkında bahsettiklerinize katılıyorum. Kişisel hayatı ve yaşayış tarzını hiç mi hiç bilmiyorum ama transformers’taki megan’ı çok seviyordum ben :) Asi, zeki, sam olmasa bile dünyayı kurtarabilecek nitelikte bir kızcağızdı. 2. Seride Bee’yi arabaya kaldırıp ateş etmesini sağlayan megan’ın yerine kuzu giğbi sam’in onu kurtarmasını bekleyen rosie biraz tuhaf kaçmış. Sam’in karakterine uymayan bir kız arkadaş diye düşünüyorum.
Ayrıca 2. filmi daha etkileyici bulmuştum. Gerek mısırdaki savaş sahneleri, gerekse önemli noktaların uzun sürmesi ve gereksiz yerlerin kısa kesilmesi konusunda 2 çok iyiydi.
Her şeye rağmen ben Optimus Prime hayranıyım. O ölmediği sürece Transformers benim için bir numara! :))
Yazı için teşekkürler :)