Uzun zaman olmuştu Zach Galifianakis’in filmlerinden birini izlemeyeli. Nedendir bilinmez ama bir türlü ısınamadım kendisine biraz itici geliyor fakat bu düşüncemi bu filmle birlikte tamamen yıktı ve en kısa zamanda tüm filmlerini izleme hissiyat doğurdu. :) Komedi türünde görmeye alışık olduğumuz Zach aslında her daldan çalabilecek birisiymiş meğerse.. :)
Craig, okul yüzünden baya bir stress yapmış ve zaman zaman intiharı dahi düşünmüştür. Ailesinin tüm çabalarına (kime göre?) rağmen başarılı olmamışlar ve en sonunda Craig hastaneye gidip bir doktordan yardım almayı düşünür. Bir anda kendini hastanenin psikiyatr bölümünde bulur. Çocuk bölümü tadilatta olduğu için yetişkinlerle aynı bölümde kalır ve burada ağır hastalarda bulunmakta. Böyle bir ortam kendisine ne denli yarayacaktır? Ya da her şey daha mı kötüye gidecek bunu 1 haftalık süreçte göreceğiz. İlk yarım saati “öff bu ne ya..” diye yorum yapsakta diğer hastaların olaya daha fazla dahil olmasıyla keyifli bir filme dönüşüyor. Hele hele Craig’in oda arkadaşı Mısırlı Muqtada’nın son sahnelerdeki dans performansı şahaneydi resmen. :D
Amerika’nın eğitim sistemine de dokundurmuyor değiller hani.. Hepimiz bu eğitim sistemleri yüzünden lisede üniversitede benzer sıkıntılar yaşamışızdır. Bu yüzdendir belki de birçok klişe olmasına rağmen, çok çok iyi senaryo olmamasına rağmen sevmemiz.. Hatta ekşi sözlükte şöyle bir yorum okudum ne de güzel anlatmış filmi; “bazı şeyler fazlasıyla sıradan olduğu için sıradışı olur ya; ve çok sade olduğu için çok güzel; işte öyle bir film.”
Filmle ilgili ufak bir dipnot; Ned Vizzini’nin romanından uyarlanmıştır. Ayrıca Ned Vizzini, ağır depresyon sonucu intihar ederek yaşamını kaybetmiş.