Bulunduğunuz Kategori: Fantastik
“Her an her yerde.” - Aşka Şans Ver
Aşka şans ver! - Beau, bir söz yazarıdır. Mesleğinde genç ve yeni tanınmaya başlamıştır ve şöhret basamaklarını tırmanmaya başlamıştır. Her şarkı sözünde daha da şöhretleniyordur. Kelley Carter ise ünlü dönemlerini artık geri bırakarak yaşantısına devam eder. Artık altın çağlarını geçmişte kalmıştır ve orta yaşlara gelmiştir. Bir gün Beau ve Carter karşılaşırlar. Tanışmaları ikilinin de farklı açılardan ilham kaynağı olur. Kelley’in kocası menajerlik yapmaktadır. Eşinin kariyerini yükseltmek için, içerisinde eski güzellik kraliçesi Chlies Stanton’un bir turne ayarlar. Kelly’nin kocasının organize ettiği bu turneye Beau’nunda katılamasıyla dengelerde birden değişmeye başlayacaktır.
Gwnynet Paltrow’un başrolünü oynadığı filim kendi türünde oldukça başarılıdır. İzleyenlerinden oldukça ilgi toplamış bir yapım olmuştur. Film fazla puan almasa bile Oscar odüllerine aday gösterilmiştir. Bu bile filmin kalitesini göstermiştir.
Harry Potter Beyaz Perdeye Elveda Dedi
2001 yılında ilk defa seyirciye merhaba diyen Harry Potter serisi, tam 11 yıl sonra yine beyazperde de seyirciye elveda diyor. Son kitabı 2007 yılında çıkan ve o günden beri beklenen muhteşem finalin nasıl olduğunu elbette herkes gibi okurlarıda bekliyordu.
Öncelikle kitabı okuyan biri olduğumu belirtiyim. Çünkü bazı yerlerde kitaba dayanarak yorumlarda bulunucam. İzleyenlerin de bileceği gibi “Ölüm Yadigarlari: Part 1” Voldemort’un mürver asayı Dumbledor’un mezarından çalması ile bitmişti. Yeni filmimiz de işte tam buradan başlıyor.
Film, Part 1 gibi kitaba sadık kalmış görünüyor. İzlerken seyirciyi sıkmıyor ( en azından seyirci final duygusuyla bu sıkılmayı yaşamıyor). Kitapta bazı sahneler vardı ki filmde de okuyucular bunları görmeyi umut ediyordu. Öylede oldu. Snape’in çocukluğu ve Lily Potter ile olan geçmişi küçük anektotlarla da olsa bizlere gösterildi. Buna oranla ise, kitapta olup filmde göremediğimiz ve keşke olsaydı dediğimiz sahnelerde yok değil. Buna en güzel örnek Lupin ve Tonks’un ölümleri ve Sentorların (At adamların) savaşa dahil olma sahneleri…
David Yates seriye çok açık dille bambaşka bir kalite getirmişti. Bunu son 2 filmde gözler önüne serdi. “Ölüm Yadigarları: Part 2” de de bu kalitesini sürdürmeye devam etmiş. Fakat gözlerden kaçmayacak bi unsur var.
“Neden bütün iyi alettler deception’lar da?”
İlk olarak oyuncak haliyle karşımıza çıktılar, daha sonra çizgi filmleri ile büyük hayran kitlesi yakaladılar. Kimlerden bahsettiğimi biliyorsunuz. Transformers’lar…
Tüm bu çeşitliliğin içine Michael Bay birde sinema projesini kattığında çoğu kişi heyecana kapılmıştı. Yılların fenomen çizgi filmi Transformers beyaz perdede boy gösterecekti. Tüm bu bekleyişin ardından Michael Bay zor olanı başardı ve Autobot’lar ile Decepticon’ların savaşını seyirciyle buluşturdu. İlk filmin gişe hasılatı ve bekleneni vermesi ikinci filminde kapısını açmış oldu. 2009 yılında sinemaseverler ile buluşan Transformer: Yenilenlerin İntikamı, gişede hatrı sayılır bir hasılat elde ederek ilk filmin üstüne çıkmayı başardı. Artık Transformers serisinin beyazperdeye ait bir kuşkusu kalmamış oldu ve serinin devam filminin çekileceği duyuruldu. Şimdi ise sinemaya geri dönen seri, Transformers: Ayın Karanlık Yüzü ile devam ediyor. Bu devam filminde Amerika’nın o meşhur Ay’a insan gönderme projesinin arkasında yatan nedenleri öğrenmiş olacağız.
Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde
Karayip Korsanları serisini seyircinin vazgeçilmezi haline getiren 2 unsur var. Bunlardan biri Johnny Depp’in Sparrow karakteriyle büyük başarı elde etmesi, bir diğeri ise alışıldık korsan filmlerinin aksine daha keyifli ve eğlenceli bir düzenin işlenip seyirciye sunulması. Hal böyle olunca yapımcılarda uslu durmayıp seriyi uzatma kararı alıyor.
İlk 3 film ile büyük beğeni toplayan seri, 4. Filmle geçen günlerde karşımızda yer aldı. Aslında sinemaya gitmeden önce herkesin aklında şu 3 soru yer alıyordu. Penelope Cruz rolüne uymuş mu ? Yeni oyuncularla filmin tadı bozulmuş mu? Johnny Depp eski partnerleri olmadan Sparrow’a nasıl bir tat getirmiş olabilir? Aslında tüm bu soruların cevabını filmi izleyince fazlasıyla alıyoruz.
Öncelikle Keira Knightley ve Orlando Bloom’un seriden çıkması izlediğiniz dakikalar boyunca unu hissedebiliyorsunuz. Gözleriniz ne kadar onları arasa da bu sadece alışkanlıktan dolayı olmuyor.
Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu
Senarist Ted Elliott ve Terry Rossio Karayip Korsanları’na devam filmi katmak yerine 2 filmlik bir mini seri katmayı düşünmüşlerdi. Bunun ilk adımını da Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı ile attılar. 2. Filmde karşımıza çıkan yeni karakter Davey Jones bu filmde de başrolde yerini koruyor.
Davey Jones’un kalbini bulup uçan Hollandalı ve tayfasına hükmetme arzusu peşinde koşturan Kaptanımız Sparrow, Jones’un dev ahtapotuna yem olmuştu. Bu devam filminde ise olaylardan pişman olan Ellizabeth ve babasını uçan Hollandalıdan kurtarmak isteyen Will Turner , Sparrow’u kurtarmanın tek çaresi olarak eski dostu Tia Dalma’ya giderler. Artık tek umutları yeni bir kaptanla denize çıkmaktır. Tabi ki bu kaptanda alışık olduğumuz biri, Kaptan Barbossa’nın ta kendisidir.