26
Ağu

“Ailemi paramparça eden bir devrime ayak uydurmayı başarmış, bir savaştan sağ çıkmıştım ve şimdi uyduruk bir aşk hikayesi sonum olacaktı.” - PERSEPOLİS

Her sene yüzlerce film çekiliyor. Kimisi çok izleniyor, kimisi silinip gidiyor ve zaman kaybı olarak görülüyor. O kadar çok film ismi duyuyoruz ki hangisini izleyeceğimiz karar vermek büyük sorun yaratıyor. Haliyle filmlere karşı da ön yargılarımız oluştu.
Bahsedeceğim film animasyon fakat çocukların izleyeceği türden değil. Yani hemen animasyon diye yüz çevirmeyin. Bu tam anlamıyla yetişkinler için bir film. Animasyonu çocuk tarzı olarak görenlere büyük bir cevap niteliğinde.


Persepolis, Marjane Satrapi’nin aynı adlı çizgi romanından uyarlanmış. Ayrıca Marjane Satrapi’nin otobiyografisi niteliğinde. İçeriği nedeniyle filmin animasyon olması soru işareti oluşturmuyor değil fakat animasyon olması, filmin içeriğini hafifletmiş ve daha masalsı bir hava da katmış. Film 1976 yılında Tahran’da başlıyor. Devrim öncesi İran’da başlayan hikayede ana karakter Marjane isimli küçük kız. İdeali ilerde bacaklarını traş etmek ve galaksinin son peygamberi olmak isteyen bir kız bu Marjane. Marjane büyürken ülkesinde önemli bir devrim olur. Devrimin bir aileyi nasıl etkilediğini görürken Marjane’nın olaylara bakışını da görüyoruz. Devrim sonrası oluşan yeni hükümette işler çok iyi yürümez ve Irak-İran savaşı başlar. Pek çok kişi ülkeyi terkeder. Satrapi ailesi için de ülke artık güvenli değildir fakat eğitimi için Marjane’i Avusturya’ya göndermekle yetinirler. Sonra Marjane’nın büyüme evrelerine, iç çatışmalarına, bahtsız aşk yaşamına tanık oluyoruz.

Film pek çok konuyu barındırıyor içinde. Aşk, savaş, devrim, kültür çatışması, yabancılaşma ve diğerleri. Hükümete de insanlarına da büyük eleştiriler var. 90 dakikalık bir animasyona ustalıkla sığdırılmış bu konular. Film kısa ama yine de hiç sıkmıyor sizi. Çok kolay girebilirsiniz bu filmin dünyasına. Yer yer ağlatıp, yer yer gülümsetiyor da. Hatta bazen şu anki dönemle de sık sık karşılaştırabilirsiniz. Konular ağır olsa bile filmin neşeli bir havası da yok değil. Film sizde tekrar izleme isteği uyandırabilir. Şahsen benim izlemem 10’u geçmiştir. Kesinlikle kaybedilen zamana değecek bir film. Hoş ve değerli vakit geçirmek için liste başındaki filmlerden.
İyi seyirler.




Bunları İncelediniz mi?

”Kanunlar değişir Epps, evrensel gerçekler bakidir” 12 Years a Slave (2013)

Aralık-Ocak-Şubat ayları itibariyle Sinema dünyasının ödül zamanı geldi. Bu pazar açıklanacak olan Altın Küre, Şubatta Bafta, Martta Oscar ve sinema eleştirmenlerinin ödülleri ile beraber aday filmler hakkında yorumlar, tahminler de … Devamını oku..

movie_2
#Sine’Mim - Unutamadığınız Filmler

Hepimizin hemen hemen takip ettiği en az 2, 3 kişisel blog vardır sanırım. Her gün takip etmesemde haftada 2, 3 kez girip biriken yazıları okumak daha keyifli oluyor. Son günlerde … Devamını oku..

Pyjamas
“Adım, Bruno. - Adım Shmuel.” - Çizgili Pijamalı Çocuk

Çizgili pijamalı çocuk.. eminim ki filmin adını duyduğunda “bu ne böyle, ne biçim bir film ismidir..” demiş olabilirsin. Amma velakin işin aslı, tahminin gibi değil. Daha bi iç cızlattırıcı ve … Devamını oku..

© Copyright 2010-2014 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress