Monthly Archives: Haziran 2011

20
Haz

“Sabahın tadını çıkar.”

Televizyondaki sabah kuşağı programlarının komik yanını ve işlevsiz yönlerinin yansıtan filmin başrollerinde Rachel McAdams, Harrison Ford, Diane Keaton, Patrick Wilson ve Jeff Goldblum yer almaktadır.

Çok çalışkan hatta işi hayatı olan Becky Fuller yıllardır çalıştığı yerel haber kanalından kovulunca, kariyeri de aşk hayatı gibi çıkmaza girer. Bir çok televizyon kanalına başvurur ama ümitsizliğe kapıldı anda ulusal bir kanalda yıllardır yayında olan “Gün Doğarken” programının yapımcısı olarak işe başlar.

Fakat ortada büyük bir sorun vardır. Gün Doğarken programının reytingleri çok düşüktür ve kanal müdürüne programın reytinglerini artıracağına inandırmıştır. Ama maalesef her şey git gide daha kötüye gitmektedir. Programın izleyici kitlesini artırmak için, efsanevi televizyon sunucusu Mike’ı (Adam Bennett’ın değimiyle “Dünyanın 3. Kötü İnsanı”) programına katarak izleyicisini artırmayı düşünür.

14
Haz

Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde

Karayip Korsanları serisini seyircinin vazgeçilmezi haline getiren 2 unsur var. Bunlardan biri Johnny Depp’in Sparrow karakteriyle büyük başarı elde etmesi, bir diğeri ise alışıldık korsan filmlerinin aksine daha keyifli ve eğlenceli bir düzenin işlenip seyirciye sunulması. Hal böyle olunca yapımcılarda uslu durmayıp seriyi uzatma kararı alıyor.

İlk 3 film ile büyük beğeni toplayan seri, 4. Filmle geçen günlerde karşımızda yer aldı. Aslında sinemaya gitmeden önce herkesin aklında şu 3 soru yer alıyordu. Penelope Cruz rolüne uymuş mu ? Yeni oyuncularla filmin tadı bozulmuş mu? Johnny Depp eski partnerleri olmadan Sparrow’a nasıl bir tat getirmiş olabilir? Aslında tüm bu soruların cevabını filmi izleyince fazlasıyla alıyoruz.

Öncelikle Keira Knightley ve Orlando Bloom’un seriden çıkması izlediğiniz dakikalar boyunca unu hissedebiliyorsunuz. Gözleriniz ne kadar onları arasa da bu sadece alışkanlıktan dolayı olmuyor.

14
Haz

Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu

Senarist Ted Elliott ve Terry Rossio Karayip Korsanları’na devam filmi katmak yerine 2 filmlik bir mini seri katmayı düşünmüşlerdi. Bunun ilk adımını da Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı ile attılar. 2. Filmde karşımıza çıkan yeni karakter Davey Jones bu filmde de başrolde yerini koruyor.

Davey Jones’un kalbini bulup uçan Hollandalı ve tayfasına hükmetme arzusu peşinde koşturan Kaptanımız Sparrow, Jones’un dev ahtapotuna yem olmuştu. Bu devam filminde ise olaylardan pişman olan Ellizabeth ve babasını uçan Hollandalıdan kurtarmak isteyen Will Turner , Sparrow’u kurtarmanın tek çaresi olarak eski dostu Tia Dalma’ya giderler. Artık tek umutları yeni bir kaptanla denize çıkmaktır. Tabi ki bu kaptanda alışık olduğumuz biri, Kaptan Barbossa’nın ta kendisidir.

12
Haz

Aron Ralston’ın Hayatta Kalma Mücadelesi – 127 Saat

Filmin ismini çok sık duymuştum fakat yeni izleme fırsatım oldu. Doğruyu söylemek gerekirse filmden beklentim bu kadar yüksek değildi ama beni yanılttı..

Filmin konusuna gelecek olursak eğer, 1975 doğumlu Aron Ralston isminde bir dağcının yaşam mücadelesini anlatmaktadır. Hayatının büyük bir kısmını kanyonlarda dolaşarak, dağlara tırmanarak, kayak yaparak geçirmekte olan ve bundan keyif alan birisi. Nisan ayının sonlarına doğru Utah’ın Blue John Kanyon’unu gezmeye -kendi değimiyle “parkta gezi”- gider. Fakat bu sefer diğer gittiği yerlerden farklı olarak kimseye haber vermeden, nereye gittiğini ailesine, arkadaşlarına bile söylemeden sessizce çekip gider.

Blue John Kanyon’una giderken yolda iki kadın ile tanışır ve kaybolduklarını öğrenir kendisini rehber olarak tanıtarak onları gidebileceği yere kadar götürür. Birkaç saat orada beraber eğlendikten sonra ayrılırlar ve Aron Blue John Kanyonu’na doğru yola çıkar.

9
Haz

“Tuzak”

Tuzak - Piyanist ile başarısına başarı katan Adrian Brody, filmde tek başına Naziler’den korunmaya çalışıyor, yaşam mücadelesi veriyordu. Tek başına sergilediği bu performansla seyirciyi sıkmadan filmin içine çekmeyi başarmıştı. Yıllar sonra yine Piyanist’te olduğu gibi tek başına bir yapımda yer almaya kalkışmış. Film ormanlık bir alanda kaza geçirmiş aracın içinde gözlerini açan bir adamın hayatta kalma mücadelisini konu alıyor. Kim olduğunu, arabada ne aradığını ve kazayı nasıl geçirdiğii hatırlamayan adam, ilk önce arabadan kurtuluyor ardından da vahşi doğada yaralı bacağıyla yaşam mücadelesi vermeye çalışıyor.

Seyirci Adrian Brody’nin hayatta kalma mücadelesine odaklanırken, bir yandanda arada verilen ipuçlarının yardımıyla kazanın nasıl gerçekleştiğini,adamın kim olduğunu ve orada ne aradığı gibi sorulara cevap bulunmasını sağlıyor.

© Copyright 2010-2014 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress