Taslakta bekleyen yarım yazılara rağmen önceliği verdim kendisine.. Çok çok iyi bir yapım değildi belki ama, “mutluluk nedir?” sorusuna aranan cevap filmi apayrı yere taşıyor. Çoğu sahnede ise sahi ben mutlu muyum acaba? Ya da üzüldüğüm şeylere değer mi? soruları ile karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Güzeldi, sıcacık filmdi. İzleyin işte yahu! :) Neyse neyse biz bir konuya göz atalım öyle izleriz diyorsanız buyrun sizi bir alt satıra alalım..
Hem iş hem de özel hayatında oldukça düzenli olan Hector, her gün onlarca kişinin dertlerini dinlemekte onları bir şekilde rahatlamaya, mutluluğu bulmalarında yardımcı olmaktadır. Kısacası psikiyatr diyebiliriz kendisine işte. :))
Bir gün bir seansında, gerçeklerle yüzleşir ve aslında kendisinin sandığı kadar mutlu olmadığını fark eder. Mutlu olmayan daha doğrusu mutluluk nedir? sorusuna tam net cevap veremeyen bir psikiyatr, nasıl hastalarına mutluluğu anlatabilir ki? Hector, valizini toplar ve mutluluk nedir? sorusuna cevap aramak için uzun bir yolculuğa gitmeye karar verir. Çin ile başlar ve daha önce hiç gitmediği bir ülkede, insanlarla tanışarak, onların hayatlarını uzaktan uzaktan inceleyerek mutluluğun ne olduğunu anlamaya çalışırken gözlemlediği şeyleri not alır. Tabii bu gezi sanıldığı kadar harika, kusursuz da geçmeyecektir. 2. Durağı ise Afrika’dır.. Açlık, hastalık ve fakirlik altında gerçekten aradığı cevabı bulabilecek mi acaba?
Bu gezinin asıl amacı Hector’un dediği gibi hastalarına yardımcı olmak için doğru cevapları bulmak mı? Yoksa monoton hayatından uzaklaşarak, kısıtlı bir süre içerisinde mutluluğu tatmak mı? Sanırım ikisini de söyleyebiliriz. :) Şöyle dünya dertlerinden kısa bir süreliğine uzaklaşmak, Hector ile keyifli bir yolculuğa çıkmak için daha ne bekliyorsunuz ki? İzleyiniz.. :))