6
Oca

”Dolar ne siyahtır, ne beyaz… Dolar yeşildir.” 42

Gerçek bir hayat hikayesi: 42

Çoğu sinemaseverin aslında senaryoları ile tanıdığı – ki aralarında bir numara olan Gizemli Nehir’dir bana göre- Brian Helgeland’ın 2013 yapımı son yönetmenlik denemesi ‘42’, hedefine ‘ırkçılık’ kavramını alıyor. Büyük Amerikan Ligi’nde oynayan ilk siyahi oyuncu Jackie Robinson’un hayatını anlatan film, biyografi kategorisinde de kendine yev bulsa da maalesef bu açıdan Robinson’un hayatını yeterince geniş bir yelpazede anlatmaması açısından sığ kalıyor.

Yetenekli bir sporcu iken, ne yazık ki dönemin şartları yüzünden sivrilemeyen Jackie Robinson; Brooklyn Dodgers’ın hırslı genel müdürü Branch Rickey( Harrison Ford) tarafından keşfedilir ve Jackie’nin siyahi olmasından kaynaklanacak her şeyi göze alan Rickey, Robinson’u bu zorlu hayata hazırlamak konusunda da yeterince hırslıdır. Ve bu ikilinin el ele vereceği bir başarı hikayesi, hem Amerikan ırkçılık tarihine hem de beysbol tarihine adını altın harflerle yazdırır.

Afro-Amerikan’ların yaşadığı zorlukları kendi diliyle anlatmaya çalışan film, kimi yerlerde duygulandırıyor, kimi yerlerde güldürüyor… Atmosferi olduğu gibi yansıtmaya, bir dönem filmi çekmeye soyunan yönetmen, geleneksel Hollywood kalıplarının içinde kalarak bunu başarıyor lakin en çok eleştiri alan yönlerden birisi filmin gereğinden uzun olması. Aslında sıkmıyor, bunaltmıyor ama ‘Daha kısa olamaz mıydı?’ diye sormaktan da kendinizi alamıyorsunuz.

Harrison Ford, yine Amerika’da son dönem popüler olarak gördüğüm o akımdan nasibini almış. Yeni Hollywood filmlerine bakınca hemen hemen hepsinde bir kült oyuncu ve muhteşem performanslar görüyorsunuz. O da yine hepimizin özlediği, muhteşem oyunculardan ve gerçekten, yaptığı işle kendisine, oyunculuğuna hayran bırakıyor. Ben bir Indiana Jones hayranı olarak, Harrison Ford’u yine benzeri bir şapkayla gördüğümde bile heyecanımdan koltukta doğruldum.

Jackie Robinson’a hayat veren Chadwick Boseman da gerçekten yeterince doyurucu bir oyunculuk sergilemiş. Bir aile filmi, keyifle geçirilecek bir ‘iki saat’ vaadeden güzel bir yapım.

Son olarak filmde gerçekten bir kenara not edilecek çok güzel replikler var… 42 numaralı formanın sahibi Robinson ,savaşının sonunda rüştünü ispatlayınca takım arkadaşlarının ‘ Belki birgün hepimiz 42 numaralı formayı giyeriz ve bizi ayırt edemezler.’ cümlesi, sanıyorum her izleyenin içini bir sarsıyor.

Ne izlesem acaba diye düşünenlere, aramayı bırakmaları için cevap olabilir.

İyi seyirler…

 




Bunları İncelediniz mi?

“En iyisini iste, en kötüsüne hazır ol.” - Prisoners

Denis Villeneuve, 2011 yılında İçimdeki Yangın filmi ile isminden baya bir söz ettirmiş bir yönetmendir. Her ne kadar izlemek istediğim fakat sürekli unuttuğum bir film olsa da.. Hakkında bugüne kadar … Devamını oku..

74779_gal
Tom Hanks’ten Yep Yeni Bir Yapım – Larry Crowne

Bu ay vizyona girecek güzel filmlerden biri olan “Larry Crowne” umutsuz ve çaresiz bir adamın hayatının nasıl değişebileceğini bize gösteriyor. Baş rollerinde Tom Hanks ve Julia Roberts’ı izleyeceğimiz film, aslında … Devamını oku..

Terminal Filminden Kareler
Kanunlar gereği hava alanı dışına çıkmanız yasak olsaydı ne yapardınız? - The Terminal

Siteye yazı yazmayalı 14 gün olmuş.. Ama bu 14 gün içerisinde yazı yazmamamın nedeni film izlemiyor olmamdan kaynaklanıyor. Bu aralar yabancı dizilere sarmış durumdayım.. The Mentalist, Chuck, Supernatural derken film … Devamını oku..

© Copyright 2010-2014 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress