1
Haz

“Bana nefes alan birşeyi sevme hakkı vermediler, ben de İncir Reçeli’ni sevdim.”

Geçimini televizyon kanallarına skeç yazarak sağlayan Metin’in en büyük hayallerinden biri, yazdığı senaryoların beğenilip film çekilmesidir. Yazmış olduğu senaryolar hep yapımcılar tarafından geri çevriliyor. En son bir yapımcıyla “Bir umut sevilir senaryom da film çekilir” düşüncesiyle görüşmeye gidiyor fakat maalesef yine aynı muamele ile karşılaşıyor. Umudunu kaybeden Metin o akşam her zaman gittiği bara giderek biraz kafa dağıtıyor. Asıl hikâyemiz burada başlıyor aslında. Bardan çıkarken tüm parasını içkiye veren ve kör kütük sarhoş olan Duygu ile tanışır. Duygu’nun eve gidecek hali olmadığı için Metin pek istemese de onu bir gecelik evinde misafir eder. Ama uyandığında ise Duygu bir not yazarak evden çoktan çıkmıştır.

Duygu artık çok sık Metin’in evini ziyaret eder ve ansızın sabahleyin çekip gidiyor fakat her gidişinde sağa sola not bırakıyordu. Metin onun varlığına alışmış, hakkında hiçbir şey bilmemesine rağmen ona âşık olmaya başlamıştır. Ama ansızın çekip gitmesinin sebebini anlayamamış ona karşı kızgınlık ve ön yargılı davranmaya başlıyor. Tam o sırada ise Duygu ona AIDS hastası olduğunu söyler ve ondan sonra ikisini de zor anlar bekler. Metin bunu ona kimin yaptığını çok merak ediyor fakat Duygu’ya soramıyor maalesef. Bir gün Duygu’nun her gün nereye gittiğini merak edip onu takip etmeye başlıyor ve girdiği evde AIDS hastası yaşlı bir adamla karşı karşıya geliyor. Ne olup bittiğini Duygu’ya sormadan ön yargılarıyla harekete geçip Duygu’yu tamamen kaybediyor. Ama bir gün o yaşlı adamın sevgilisi değil babası olduğunu öğrenince yaptığından ne kadar pişmanlık duysa da Duygu’ya maalesef ulaşamıyor.

Filmde en çok etkilendiğim sahne ise Erol’un Metin’i merak edip eve geldiğinde karşılaştığı sahneydi. Duvarların her tarafında kağıtlara yazılmış notlar vardı. Bu notların birçoğu ise Duygu’nun söylediği sözler, cümlelerdir. “Ölümsüz olmak isterdim” notunu görünce senaryoyu yazmaya karar veriyor Metin sonunda ilk filmini sevdiğinin incir reçeline olan sevgisinden dolayı ismini vermiş olduğu “İncir Reçeli” ile çekmiştir.

Bu film ile anladım ki son 3 yıldır Türk sineması baya bir gelişmiş. İzlemediyseniz eğer kesinlikle vakit kaybetmeden bu filmi izleyin. Pişman olmazsınız :)

Film Fragmanı:




Bunları İncelediniz mi?

Zamana Karşı Filminden Kareler
Çalınmış bir şeyi çalmak hırsızlık mıdır? – Zamana Karşı

Fazla bilim kurgu filmi izlemeyen ben, sanırım artık bu tür filmleri takip etmeye başlayacağım. Aslında önceden izlediğim bir iki film vardı ve onlarda güzel ve konuları akıcıydı. Önceden birkaç kez … Devamını oku..

rina
Ne olmuş yani büyük adam olamadıysak. Hayallerimizi de satmadık ya.. – Rina

Kim demiş Türk sineması kötü diye?? Tamam tamam şahsen ben de hep ön yargıyla yaklaştım Türk Sinemasına.. Ama bu filmi izleyince anlayacaksınız ki bizim de harbiden çok kaliteli filmlerimiz varmış. … Devamını oku..

”Kurucularımızın sunduğu arınma gecesi başlasın”- The Purge(2013)

Yakın gelecek: 2022 Abd hükümeti, yılda bir gün 12 saat boyunca bütün suçları legal hale getirir ve akşam 7′den sabah 7′e kadar bütün karakol ve hastaneleri kapalı tutar. Arınma gecesi … Devamını oku..

© Copyright 2010-2014 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress