Son birkaç aydır siteyi baya bir boşladık. Aslında bir filmi izledikten sonra, hemen onu siteye eklemediğim zaman aklımdan çıkıyor. O yüzden artık filmi izler izlemez yazmaya başlayacağım. :) Neyse neyse, uzun bir aradan sonra Dardenne kardeşlerin Le Gamin Au Vélo / Bisikletli Çocuk filmi ile yeniden merhaba diyorum. :))
11 yaşındaki Cyril, babası tarafından bir yetimhaneye bırakılmış ve hiçbir şekilde ziyaretine dahi gitmemiştir. Bir çocuğa “baban seni artık istemiyor.” demek, ona bunu inandırmak sanırım imkansız ki Cyril’de bu gerçeğe bir türlü inanmıyor ve babasını bulmak için her yolu deniyor. Şu dünyada sadece babası olan bir çocuğun da tek umudu babası olsa gerek ki ona olan güvenini asla yitirmez, gerçeği birde babasından duyana kadar. Cyril için bundan sonra hayat pekte kolay olmayacaktır. Babasına olan kızgınlığını, dışarıya agresif ve dediğim dedik tavırlarıyla vuruyor desek pek yanlış olmaz sanırım ki kendisini hafta sonu evine alan koruyucu annesi Samantha’ya bu konuda baya bir çektiriyor. Filmi seyrederken Samantha’nın sabrına hayran kalmamak elde değil..
Yaptığı hatalara rağmen her zaman çok dikkatli yaklaşır Cyril’e ve yanlışlarını fark etmesini sağlamaya çalışır fakat öyle bir ruh halindeki çocuk için bu pek işe yaramaz ne yazık ki.. Zamanla mahalledeki serseriler ile takılmaya başlar ve onların nasıl biri olduğunu ne yazık ki göremez. O yaşta bir çocuğa neyin doğru yanlış olduğunu söylemeye çalışsanız da yaşadığı hayal kırıklığından dolayı pek dikkate almaz ki nitekim Cyril’de de aynı durum söz konusu.
Filmi izlerken sonra pek çok soru işareti ile karşılaşıyorsunuz fakat filmin anlatmak istediği konuyu yakaladığınız zaman ise sorgulama yerini uzun düşüncelere bırakıyor. -”Ben olsam ne yapardım? Nasıl tepki gösterirdim?”- Boş vaktiniz varsa izleyin(!) diyenler olmuş bu film için, ben ise tam tersini söylüyorum vaktiniz yoksa bile yaratıp bu filmi izlemeye çalışın.. :) Ayrıca film bittikten sonra insanın bisiklete binip uzaklaşası da gelmiyor değil. :))