Her yıl köleliği ve ırkçılığı gözler önüne seren filmleri seyretmeye alıştık artık. Özellikle son yıllarda bu konuları ele alan yapımlar epey artmaya başladı. Hunger ve Shame filmleri ile ismini duyuran yönetmen Steve McQueen bu kez Solomon Northup tarafından 1853 yılında yazılan kitabın, beyazperdeye uyarlanmasıyla karşımızda.
Ailesiyle birlikte Washington’da yaşayan Solomon Northup, oldukça yetenekli ve çevresinde saygı duyulan bir adamdır. Fakat bir gün iş teklifiyle gelen iki kişiye inanarak onlarla bir yolculuğa çıkmış ve sonucunda ise özgürlüğü elinde olmasına rağmen köle olarak satılmıştır. Özgürlüğünü kazanmak için çok fazla mücadele eden ve sonunda ailesiyle mutlu bir yaşam sürerken bir gecede her şeyin alt üst olmasını kabullenmek zorundadır. Bunu ne kadar kabullenecek? Cevabı filmde yer alıyor. :) Aslında biz Solomon Northup hikayesini izliyor olsakta yönetmen diğer kölelerin de hayatını çok fazla detaya girmeden bizlere sunuyor. Patsey’i canlandıran Lupita Nyong’o ne kadar iyi bir oyuncuymuş öyle. İzlerken hayran bıraktırıyor resmen.. Solomon Northup acaba eşine ve çocuklarına kavuşabilecek mi? Bir köle için o hayattan kurtulmak çok zor bir şey. Hele ki özgür birisi olmana rağmen bunu söyleyememek.. Olanları kabullenmek..
Baş yapıt olarak nitelendirilmeyecek bir film olsada.. Bu yılın gene en iyileri arasında yer alabilecek bir film ortaya çıkmış ve Oscar ödüllerinden eli boş dönmeyeceği de kesin. Ayrıca filmi izlerken Michael Fassbender’i Fatmagül’ün Suçu ne dizisinde oynayan Fırat Çelik’e benzeten sadece ben miyim acaba yahu? :))