6
Eyl

Özgürlük için Sibirya’dan Hindistan’a 6.000 kilometre yürüyen bir grup esirin hikayesi.. - The Way Back

Uzun zaman oldu gene yazı yazmayalı.. Film izliyorum ama nedense yazıları hep erteliyorum. Geçen haftalarda izlediğim The Way Back ile tekrar geri dönelim bari.. :)) Buaralar çok sık biyografi izlemeye başladım güzelde oluyor hani böyle.

Şuan yazıyı yazarken bir yandan da yorumlara bakıyorum ama insan şaşırıyor gerçekten. Vasat diyerek puan olarak 6,5 ya da 7 verenler var. Acaba çok iyi, mükemmel bir film olsa puanları ne olurdu? Ya da kaç üzerinden veriyorlar bu puanlamayı merak etmiyor değilim. Birçok yapımda bu tarz yorumları görüyoruz ne yazık ki ve onlardan dolayı artık film izlemeye karar verdiğimde “vasat” yorumu gördüğüm zaman daha bir merakla izlemeye başlıyorum. :)

Neyse neyse biz filmimize dönelim.. İşlemediğiniz bir suçtan yargılanıyorsunuz ve itiraz hakkınız olmuyor. Çünkü o “sözde” işlemiş olduğunuz suçu kabul ettirmek için ailenizi bile tehdit edebiliyorlar. Janush her ne kadar suçunu kabul etmesede karısının ifadesi ile suçlu bulunarak Sovyet Rusya’ya bağlı olan Sibirya esir kampına gönderiliyor. Burada çalışmaktan başka şansınız yoktur. Ağır koşullara artık daha fazla dayanamayan Janush, oradan kaçmak için bir plan yapar ve yanına da 5 arkadaşını alarak bunu gerçekleştirmek için gün sayarlar. Fakat kışın ortasında başarılı olma şansları da oldukça düşüktür ama her şeye rağmen denemeye değer ve bir gece esir kampından kaçmayı başarırlar.. Fakat bu 6 kişiyi asıl şimdi tehlike beklemektedir. Kışın ortasında ve fazla yiyecekleri yoktur. Ya donarak ölecekler, ya askerler yakalayıp öldürecek ya da şanslıysalar hayatta kalacaktır.

Sibirya’dan başlayıp Hindistan’a doğru 6.000 km yürüyerek özgürlüklerini kazanacaklardır. Peki acaba kaçı bu yürüyüşten sağ kurtulacak? Ya da düşündükleri gibi sağ salim vardıklarında özgürlüklerine ulaşabilecekler midir? Hayatta kalma hikayelerini seviyorsanız eğer bu hikaye tam size göre. Hakkında yazılan olumsuz yorumlara aldırmadan izlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum.

Ha birde şunu da hatırlatmak isterim ki yaşanmış bir hikaye olması nedeniyle daha bir içine çekiyor sizi film..




Bunları İncelediniz mi?

Şemsiye Akademisi: Kıyamet Senfonisi Artık Türkçe

JBC yayıncılık gene iş başında :) Büyük ses getiren ve birçok ödül alan Şemsiye Akademisi JBC Yayıncılığın katkılarıyla artık Türkçe.. Serinin ilk cildi Kıyamet Senfonisi raflardaki yerini almaya başladı. Her … Devamını oku..

“Cyril bisikletse, Samantha o bisikletin çamurluğudur.” - Bisikletli Çocuk

Son birkaç aydır siteyi baya bir boşladık. Aslında bir filmi izledikten sonra, hemen onu siteye eklemediğim zaman aklımdan çıkıyor. O yüzden artık filmi izler izlemez yazmaya başlayacağım. :) Neyse neyse, … Devamını oku..

”Dolar ne siyahtır, ne beyaz… Dolar yeşildir.” 42

Gerçek bir hayat hikayesi: 42 Çoğu sinemaseverin aslında senaryoları ile tanıdığı – ki aralarında bir numara olan Gizemli Nehir’dir bana göre- Brian Helgeland’ın 2013 yapımı son yönetmenlik denemesi ‘42’, hedefine … Devamını oku..

© Copyright 2010-2017 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress