15
Ağu

”Normal bir insan beyninin yüzde 10’unu kullanabilir. O, bugün yüzde 100’ünü kullanacak”- Lucy

Geçtiğimiz cuma vizyona giren, Fransız yönetmen Luc Besson’un son filmi ”Lucy”, Besson’un bilimsel teorilere National Geographic belgeseli misali slaytlar eşliğinde yüzeysel bir şekilde dokunarak, aksiyon damarını ön plana çıkardığı film olarak tanımlayabileceğimiz bir yapım.

”İnsanoğlunun beyninin yüzde 10’unu kullanması” gibi yıllardır artık bayat hale gelen bir konuyu arkasına alması dezavantaj ve merak edici bir unsur olmamakla birlikte oyuncu kadrosu ve aylardır dönen fragmanıyla ilgiyi üzerine çekmeyi başarmıştı.
Ve 8 ağustosta vizyona girdi.

Sonuç: Eğlencelik bir film olmuş.

Besson’un istediği neydi bilmiyorum ama ”hadi biz de bilimsel bir film çekelim, eksik kalmayalım” gibi bir düşüncesi olmuşsa eğer maalesef bu düşünceyi filme yansıtamamış. Ben göremedim şahsen.

Bilimsel (aslında ortada olmayan bilimsel) yönünü ele alırsak detaysız, lise bilgisi düzeyinde, herkesin bilebildiği noktalara parmak basıyor ve bu noktada izleyicinin ilgisini çekmeyi başaramıyor. Bir süre sonra da zaten bambaşka bir raya (bildiğimiz Besson tarzına) giriyor.

Peki olumlu yanı yok mu? Kötü bir film mi?

Tüm bu temellendirilemeyen ve baş ağrıtan bilimsel safsatasını bir kenara bırakırsak eğer, kötü bir film gözüyle bakmıyorum Lucy’e. Salondan memnun ayrıldığımı söyleyebilirim açıkcası.

Beklentileri derinleştirmediğiniz takdirde, ”hadi yeni bir The Fountain, Inception izleyelim, bilim-kurguya doyalım” gibisinden bu film için fazlasıyla uçuk sayılabilecek beklentilere kapılmadığınız sürece beğenebilirsiniz.

Luc Besson bir deneme yapmış, sonra maya tutmayınca araya bolca Scarlett Johansson’lu sahnelerin olduğu eğlencelik aksiyon dozunu da serpiştirerek bunları telafi etmeye çalışmış.

Oyuncu kadrosu gayet tatmin edici. Son yıllarda yılda üçer beşer bilim-kurgu filmlerinde gözüken, bundan önce Transcendence’de de gördüğümüz (ki o da mayası tutmayan bir bilim-kurguydu) Morgan Freeman ve filmin en büyük artısı diyebileceğimiz Scarlett Johansson filmi keyifli hale getiriyor.

Evet, filmden akılda kalıcı en büyük unsur Scarlett Johansson. Başrol için çok doğru bir seçim olmuş. Oradan oraya uçuyor, kaçıyor, üstün özelliklerini kullanıyor, yer yer espri de patlatıyor, fena da geriliyor. Daha ne yapsın?

Hangi kulvarda olduğunu bilerek gidin, kafa dağıtın, eğlenin, sempatik Johansson’u görün ama çıkınca da unutun derim. Aksi takdirde bilim-kurgu diyerek giderseniz çok yerden yere vurursunuz.

İyi seyirler.




Bunları İncelediniz mi?

Bruce Almighty (2003)
“Amman Tanrım!” - Bruce Almighty

Evvela Jim Carrey denilince aklına ne gelir? Benim çocukluğum gelir. Hemen ardından çocukluğumu şenlendiren onlarca filmi gelir aklıma. Yalancı Yalancı, Maske, Hayvan Dedektifi ve dahası. Jim Carrey ben de dâhil … Devamını oku..

Superman: Man Of Steel
Superman: Man of Steel’den Yeni Bir Kare Yayınlandı

Gelecek yıl gösterime girecek olan Superman: Man of Steel’den yeni bir kare daha yayınlandı. Zack Snyder’in yönetmenliğini yaptığı Superman: Man of Steel’in çekimleri sürerken filmden yeni bir fotoğraf yayınlandı. Superman’in … Devamını oku..

“Bu dünyada yaptığın kötülükler öteki dünyada mutlu olmanı engelleyebilir.” - Hector and the Search for Happiness

Taslakta bekleyen yarım yazılara rağmen önceliği verdim kendisine.. Çok çok iyi bir yapım değildi belki ama, “mutluluk nedir?” sorusuna aranan cevap filmi apayrı yere taşıyor. Çoğu sahnede ise sahi ben … Devamını oku..

© Copyright 2010-2015 Sinemayı Bloglamaya Hazır mısınız?. Tasarım: — Dream Theme.

Üye Girişi Valid XHTML 1.0 Transitional I Love You Wordpress